Eskiden benim için iyi olduğunu düşündüğüm bir olay gerçekleşmeyince çok üzülürdüm, ağlardım bazı durumlarda kahrolurdum. Sonra sonra başıma gelen “kötü” olayların aslında beni daha büyük kötülüklerden koruduğunu fark ettim. O andan itibaren yaşadığım kötü her ne varsa onun getireceği güzel haberi beklemeye başladım. En basiti beğendiğim elbisenin bedeni kalmamışsa başka bir mağazada ondan daha güzelini buldum. Evlendikten bir yıl sonra ev almaya çalışırken çok istediğim eve bütçemiz yetmedi. İki gün ağlamıştım. Başka bir eve inşaat bitmemiş diye kredi çıkmadı. Ev almaktan vazgeçip kirada oturmaya devam ettikten bir yıl sonra da bizim olamayan iki evden daha güzel olan çok sevdiğimiz evimize sahip olduk. Tam kredileri ödemeye başladık, İpek kızımız doğdu oh hayat ne güzel derken birkaç ay sonra eşim işsiz kaldı. Bu sefer de nasıl olacak ne yapacağız diye kara kara düşünürken eski işinden daha iyi bir işe girdi.
Kötü günlerde de hep halimize şükrettim. Beterini görmemeyi diledim. Sağlığımız bozulmasın gerisini hallederiz diye düşündüm. Yine öyle yapıyorum. Görüşlerimden ötürü kendimi azınlık hissettiğim memleketimde, benim için şer olan olayların içinden çıkacak hayırları bekliyorum. Beklerken de hayal ettiklerime kavuşmak için çalışmak gerektiğini biliyorum. O zaman dünü dünde bırakıyoruz, yarın için çalışmaya başlıyoruz. An itibariyle tek istediğim huzur.