Evet evet doğru okudunuz, 7 yaşına bir ay kalmış olan İpek kız iş kuruyor! Özgüvenli çocuk böyle bir şey galiba… 🙂
İpek böceğim birkaç gün önce İkea’dan satın aldığımız boncuklarla bir şeyler tasarlamaya başladı. Zaten aylardır bu boncuklardan istiyordu ama bir ara tükenmişti ve uzun süre de gelmedi. Neyse sonunda geldi ve aldık da “Anne gelmiş mi no’lur bakalım” diye her hafta beynimi yemesinden kurtuldum.
Önce MOANA yazdı. Yaptığını çok beğendi. Sonra internetten bu boncuklarla yapılan farklı desenleri buldu. Beğendiklerini onlara bakarak yapmaya başladı. Bana, teyzesine ve arkadaşıma nazar boncuğu, kendisine ve arkadaşına telefon yaptı. Sonra akşam oldu ve kafasında bir anda şimşekler çaktı galiba 🙂
– Anne ben düşündüm bu boncuklardan para kazanabileceğime karar verdim.
– Nasıl olacak tatlım?
– Şimdi ben başka şekiller de yapacağım, sonra da satacağım.
– Nerede satacaksın?
– Parktaaa…
– E tamam o zaman, üretmeye başla önce. Ürünün çoğalınca parka iner satarsın.
– Tamam hemen isim bulmam lazım, bir de sepet. Anne bana sepet verir misiiiin?
– Sepeti ne yapacaksın? Satacaklarımı koycam!
– Sen önce satacaklarını üret, sepet kolay.
– Tamam hemen yapıcam. Telefonunu alabilir miyim, internetten örnek bulmam gerek. 🙂
– Peki ismin ne olacak? İpek Böceğim olsun mu?
– Evet evet harika olur ama İpek Böceği Boncukları daha iyi olur bence. Şimdi de fiyatlarını hazırlamam lazım.
– Hayır tatlım önce satacaklarını üretmen lazım :)))
– Tamam hadi telefondan modellere bakalım o zaman.
Bu gaz pek hoşuna gitti başladı boncuk dizmeye. O gece ve ertesi gün birkaç tane daha yaptı. Tabi boncukların ütülenmesi işleri benden soruldu. Sonra benden ürünlerini! koymak için sepet istedi. Ben de önce şeffaf poşetlere koyup paketledim, bir de ürün kutusu ve para üstü vermesi için bozuk para takviyesi yaptım. Ürünleri koyarken Moana yazısını yanlışlıkla kırdığı için çıkarıyordum ki onu da koymamı istedi. Fiyatının da diğerlerinin 2 katından fazla olmasını istedi.
– Ama bu kırık, niye koyuyorsun ki, hem de çok pahalı oldu bu dedim.
– Yok yok annecim, onu 4 parça yaptım ya, o puzzle oldu, o yüzden daha pahalı satacağım dedi.
Valla bunu düşünmesine bir taraftan şaşırdım, bir taraftan çok hoşuma gitti. Ticari kafa çalışıyor akıl küpümde.
Aldı çantasını çıktı parka. Ama fark etmediği bir şey vardı. Hava bozmuştu. Çıkarken ona hava bozuk olduğu için parkın boş olabileceğini satış yapacak kimse olmayabileceğini söyledim ama dinlemedi. Hevesle gittiği parktan hüsranla döndü. Çünkü dediğim gibi satacak kimse yoktu. Ben camdan ne yapıyor diye ona bakıyordum zaten. Küçük bir kız çocuğu vardı, onun da annesinin yanında para yokmuş doğal olarak. Bi’ de üstüne kendi için yaptığı telefonu hediye edip gelmiş koca gönüllü kızım benim. Sonra pişman oldu. Pişman olacaksan niye hediye ettin dedim, naapsınmış, küçük kız çok beğenmiş, kendisine yine yaparım diye düşünmüş. Sonra da yeniden yapmaya üşendiği için pişman oldu tabi 🙂
Şimdi yeni ürünler hazırladıktan sonra hafta içi yeniden şansını deneyecekmiş. 🙂
Dene tabi tatlım. Allah yolunu açık etsin. Ben yanındayım. Her koşulda destek olurum sana.
Tam bu olayın üzerine bir arkadaşımdan aşağıdaki video geldi. Acar Baltaş’ın çocukların 13-14 yaşından itibaren hayatı daha iyi kavramak için yaz aylarında çalıştırılması üzerine yorumları. Siz ne düşünürsünüz bilmem ama ben haklı buldum. Her şeyi önlerine serdiğimiz, her türlü kolaylığı sağladığımız zamane çocukları için önemli bir tecrübe olabilir…
Genellikle bloglara asla yorum yapmam. Harika bir iş yapıyorsun. thank you for writing this article, there are a few sentences that I agree with and there are some things that I might want to ask, from some aspects, are you an author? because your writing in some of these articles is very good and can bring readers to a new opinion.