Hayatın İçinden Sosyal Sorumluyum

O ilik belki de sende!

Geçtiğimiz hafta benim de üyesi olduğum “internetanneleri” grubuna düşen bir maili görmemle girdi hayatıma Gamze. Artık neredeyse tüm Türkiye biliyor; Gamze akut myeloid lösemi ile boğuşan bir anne. Oğlu Atakan 3 yaşında ve Gamze’ye acilen kemik iliği nakli yapılması gerekli. Önce oğlu Atakan’a yazdığı veda yazısını okudum. Göz yaşlarımı tutamadım. Kendimi direk onun yerine koydum. Zaten İpek’in doğumundan sonra beni saran paranoyalarımdan zar zor kurtulmuştum. Tekrar onları hatırladım. Gamze’nin yerine ben lösemi oldum, aileme, kocama, kızıma veda ettim, hastaneye yattım…

Sonra silkindim, kendime geldim. Hasta olan ben değildim ve bir şekilde yardım edebilirdim. “Ne yapabilirim” diye düşünen sadece ben değildim tabii ki. Sosyal medya seferber oldu. Okan Bayülgen, Uykusuz Anneler Kulübü’nün de çabalarıyla, programında geniş yer verdi. Başka bir programında doktorunu konuk olarak çağırdı. Hala da bu konuyu her programında hatırlatıyor. Eskiden asi bir televizyon çocuğu olan, herkesi kelimeleriyle dövmeyi seven, bu nedenle de zaman zaman sinir olduğum insan; artık “benim de kahramanım sensin”.

Gazetelerde, televizyonlarda binlerce kişi Gamze’nin çığlığını duydu. Aslında duyulan sadece Gamze değildi. Bu vesileyle tüm lösemi hastalarını duymuş olduk. Gamze’nin ve diğer lösemililerin ihtiyaçları olan tek şey kemik iliği. Ve kemik iliği donörü olmak o kadar kolaymış ki. Ama bizim bunu farketmemiz için kalbimize dokunan bir çığlık gerekliymiş. Böylelikle Türkiye’de kemik iliği konusunda yapılan farkındalık çalışmalarının ne kadar az olduğunu farketmiş olduk. Aslında insanlar bilinçlendirildiğinde nasıl da koşulsuzca yardıma koşulduğunu gördük. Bir lösemi hastasına aile bireyleri derman olamıyorsa, diğer insanların 40 binde birinin derman olabileceğini ve ülkemizde Kemik İliği Bankası’na kayıtlı donör sayısının sadece 30 bin civarında olduğunu öğrendik.

İşte bu 30 bini bir nebze olsun arttırmak için biz de dün “internetanneleri” ve “emzirenanneler” gruplarına dahil olan 15 kadar anneyle birlikte Çapa’daki Kemik İliği Bankası’na donör olmak için başvurduk. Gruba dahil annelerin bir kısmı da farklı zamanlarda giderek kan verdiler. Hem donör olmanın, hem de dokumun bir lösemi hastasına uyması halinde yapılacak kemik iliği/kök hücre toplama işleminin bu kadar kolay olduğunu bilseydim bunu çok daha önce yapardım. Form doldurduktan sonra sıramı beklerken ailecek gelenleri de gördüm, 50 yaşında olmasına ve yaş limitinin 55 olmasına rağmen gelen bir amcayı da… Görevli bu yardımsever amcaya yaşı dolayısıyla bilgilerinin sadece 5 yıl boyunca kayıt altında tutulacağını söylediğinde kendinden emin “olsuuuun” dedi. İnsanlar oraya gelirken onları harekete geçiren Gamze Akbaş’a yardım isteği olsa da, bu şekilde tüm lösemili hastalara yardım edebileceklerinin farkındalar neyse ki.

Donör omak için Çapa’ya gittiğimde önce aşağıdaki formu doldurdum, sonra da kanım alındı. Hepsi bu. İşlem yaklaşık 10-15 dakika sürdü. Şimdi kanım bir takım testlere tabi tutulacak. Eğer herhangi bir problem yoksa doku tipim Dünya Kemik İliği Bankası havuzuna kaydedilecek ve kemik iliği/kök hücre nakli olmayı bekleyen tüm hastalara umut olacak. Olur da kanımda donör olmama engel birşey bulunursa o zaman da bana haber verecekler. Umarım ikincisi olmaz!

 

İnsanlar arasında kimlerin donör olamayacağına dair bir sürü farklı söylem dolaşıyor. Bunlardan aklıma gelenleri Kemik İliği Bankası’ndaki görevliye sordum:

Sarılık: Hepatit B ve C geçirmiş kişiler olamaz. Hepatit A geçirmiş ve şimdi sağlıklı olan kişiler ile hemen hemen herkesin geçirdiği bebek sarılığından bahsetmiyoruz. Onlar verebilir.

Su çiçeği: Su çiçeği bir çocuk hastalığıdır ve yine toplumun büyük kısmı geçirmiştir. Çocuk hastalıkları donör olmaya engel değildir.

Hamilelik ve laktasyon (emzirme): Hamileler donör olamaz. Bebeği 1 yaşını geçmiş emziren anneler donör olabilir.

Ameliyat/Küçük operasyon: Geçirilen ameliyat sonucu halen devam eden bir sağlık sorunu ya da ilaç kullanımı varsa donör olunamaz. Ancak ilaç kullanılmıyorsa sorun yok. (Bunu 2 hafta önce genel anesteziyle geçirdiğim küçük operasyon nedeniyle özellikle sordum. Çünkü yakın zamanda alınan narkozun kan vermeye engel olduğunu duymuştum)

Kesinlikle verici olamayacak kişiler; hepatit B-C, kanser, AIDS/HIV+ hastaları ve taşıyıcıları, belirli bir hastalık nedeniyle düzenli ilaç kullanmak zorunda olanlar, 18 yaşın altındakiler, 55 yaşın üstündekiler. Yukarıdaki koşullara uyuyorsanız ve siz de donör olmak istiyorsanız, ortalıkta dolaşan diğer bilgilere kulak asmayın, gidin ve kendiniz sorun, kanınızı aldırın. Eğer bir problem varsa zaten sizi kayıt altına almayacaklar ve dahası size haber verecekler. Verdiğiniz kök hücre ile sadece Gamze’nin değil, küçücük yaşına rağmen lösemi olan bebeciklerin de hayatını kurtarabilirsiniz. Kemik İliği konusundaki gönüllü verici bilgilendirme kitapçığına bu linkten ulaşabilirsiniz.

Özümüzde yardımsever bir toplumuz aslında, sadece nereye nasıl yardım edeceğimizin bize anlatılması, aralıklı olarak da hatırlatılması gerekli. Bir de insanlarımızın empati yapmasını sağlamak önemli tabi. Mesela kendini Gamze’nin yerine koyan anneler bunun kendi başlarına gelebileceğini, daha da kötüsü çocuklarının başına gelebileceğini fark etti. Bugün Gamze’ye olanın yarın bu yazıyı okuyanlardan birinin başına gelmeyeceğinin garantisi yok maalesef. İşte tam da bu yüzden başkalarının hayatını kurtarmak için yapabileceğimiz basit şeyleri ertelemeyelim. Kan verelim, organ bağışı yapalım, kemik iliği donörü olalım. Bugün Gamze, Atakan, Ahmet, Ayşe için, yarın belki de bizim için…

Not:

1. Gamze’yle ilgili en güncel bilgileri onun adıyla açılan blogdan ve facebook sayfasından takip edebilirsiniz.

2. Kemik iliği donörü olmak için nerelere basvurulabileceğini Gamze Akbaş için kurulan sitedeki bu linkten detaylı olarak öğrenebilirsiniz.

1 Yorum

Yorum Bırak